27 Temmuz 2013 Cumartesi

TERA Online deneyimlerim Vol1.

Merhaba arkadaşlar.

Yaklaşık bir hafta önce MMORPG arayışına giriştim. 7,5 yıllık Lineage 2 serüvenimin artık sonuna geldiğini, NCsoftun çıkarttığı yeni clientlar az çok belli etmişti. Gerçekten oyun tamamen orjinalitesini kaybedip farklı bir oyuna bürünmüştü. Yeni Lineage 2'yi sevenler çok sevdi, nefret edenler iyice nefret etti. Açıkçası bende nefret edenlerdenim. Eskiye karşı özlem duymam bunun en büyük nedenlerinden biri. Neyse konuyu çok uzatmaya gerek yok. Tera Online'ı duymuştum, hatta indirip misafir hesaplarıyla biraz deneme şansım olmuştu ama açıkçası oyun, pekte hoşuma gitmemişti, en azından ilk izlenimi bana öyle olmuştu. Yazımın başında belirttiğim gibi arayış içersindeyken bir arkadaşımdan mesaj geldi ve Tera Online'ın artık paralı olmadığını, Free to play sistemine geçiş yaptığını öğrendim, zaten sistemimde hali hazırda kurulu bir oyundu, hiç beklemeden balıklama daldım.(Not: oynadığım serverın adı Fraya.)


MMO tarzı oyunlarda benim genelde ilk olarak tercih ettiğim 2 çeşit karakter vardır. Bunlardan biri Archer sınıfı, bir diğeri ise Priest sınıfıdır. İki karakterde düşmanlarından kaçarak oynadıkları için açıkçası kaçak oynamayı, hızlı ve refleksif atraksiyonlarda bulunmayı seviyorum. Öteki türlü tankla hurrraaa diye paldır küldür dalmak, bana pek haz vermiyor. Oyunun karakter yaratma menüsünde uzunca bir iç çatışma yaşadıktan sonra kararımı priest yönünde kullandım. Yazımın başlığında da belirttiğim gibi oyunda adam gibi tek bildiğim karakter priest olduğu için oyunu priest yönünden eleştiricem.(ki prieste başlıyalı daha 1 hafta oldu.)

Sınıflardan sadece priesti oynadığım için sınıfların sadece isimlerini sayıcam:

Archer
Berserker
Lancer
Mystic
Priest
Sorcerer
Slayer
Warrior

Sınıf seçiminden önce Irk seçmem gerekiyordu ki aslında ırkların hepsi birbirinden güzel gözüküyordu. toplamda 7 tane farklı ırk var ve her ırkın kendine göre bazı artı yönleri mevcut, biraz ırkları inceleyelim:

Castanic: Bu ırkı seçen oyuncular genellikle, savaşçı ve seri dövüşe dayalı sınıfları tercih ediyorlar, özellikle warrior, slayer ve berserker oynayanların tercih listesinde yer alan bir ırk. Sorcerer ve Archer oynayan castaniclerinde sayısı oldukça fazla, aslında bakarsanız oyunda Castanic ırkı farklı ve değişik bir imaja sahip olduğu için insanların tercih listesinde yukarılarda yer alıyor diyebilirim.Seri ataklarda gerçek anlamda üstün bir ırk.

Castanic

Aman: Bu ırka ciddi anlamda öküz diyebiliriz. Koyduğum resimde de gördüğünüz gibi bu danalar çok dayanıklı ve bir o kadarda kuvvetli bir ırk. Bu ırka mensup oyuncuların daha çok lancer(nam-ı diğer Tank), berserker ve slayer tercih ettiklerini gördüm. Çok çok ender olsa da sorcerer açanlarda yok değil.

Aman

Baraka: İşte benim ırkım. Baraka ırkı priest için biçilmiş kaftan. Zaten oyunun tanıtım videolarında barakalar daha çok büyücü ağırlıklı gösteriliyorlar. Az önce Aman ırkı için dediğim öküzlük bu ırk içinde geçerli ben böyle öküz oğlu öküz ırk görmedim desem yeridir. Diğer ırkları bastıracak derecede iri bir ırk. Aslında bu iriliğin bir dezavantajı olabilir buna yazımın ileri ki bölümlerinde değineceğim. Bu ırkla oynayan çok fazla kişiye rastlamadım rastladıklarımın hemen hepsi, ya priest oluyor ya da lancer takılıyor.(Bunların hepsi 1 haftada edindiğim izlenimdir yine altını çizeyim.) Bu ırkın bir özelliğide dayanıklılığı diğer ırklara göre ciddi anlamda fazla olması.

Not: Bu ırkın sadece erkek seçeneği var. Zaten kadını nasıl olurdu, düşünmek bile istemiyorum.

Baraka

Elin: Bu ırk şeker mi şeker tatlı mı tatlı minik bayan karakterlerden oluşuyor.(Erkek karakteri yok.) Ufak tefek oldukları için gizlice sızmaları ve hızlarıyla meşhurlar. Yüzüklerin Efendisi'indeki hobbitlere benzetebiliriz.
Genellikle mystic, priest ve sorcerer sınıfları ağırlıkta...

Popori: Bu ırk pandayla, cücenin karışımı şirin mi şirin, sevimli mi sevimli her insanın evinde bir tane bulundurması gereken bir ırk:) Popori ırkınında elin ırkında aşağı kalır yanı yok, özellikleri benzerlik gösteriyor. Bana kalırsa elin ırkının erkek karşılığı popori gibi geliyor. Genellikle oynandığı ağırlıklı sınıfları sayamayacağım. Çünkü, poporiler orta malı gibiler, bunun bence en etkili nedeni, şirin oluşlarıdır ki, her classtan poporiye rastlamak mümkün...

Elin ve Popori
Human: Human ırkı, birçok mmorpg oyunda olduğu gibi dengeli bir sınıf. Aslında ırk için söylenecek pek birşey yok, bu ırka her class mübah.

Human

High Elf: Elf ırkını da mmorpg oyunlarını az çok oynamışsanız tahmin edebiliyorsunuzdur. Okçu, priest, sorcerer ve mystic sınıfları için uygun bir ırk. Mana regenleri ve mental güçleri ağırlıkta bir ırk, bunun yanında okçu oynayanların sayısıda azımsanmayacak kadar fazla.

High Elf

Irkların üstünden de şöyle ufak bir geçiş yaptıktan sonra asıl konumuza geri dönelim. Baraka ırkından, priest classı açarak oyuna ilk adımımı attım. İşte ben:

Bakmıyormuş gibi çek kanka!
Şu an 45 level olmakla birlikte oyunun asılında 60 leveldan sonra başladığını öğrendiğimde ciddi anlamda afalladım. 1 hafta gibi bir sürede 45 level oldum ve oyunun makismum seviyesi 60 level. Oyunda chain questler(zincirleme görevler) mevcut ve bu görevler sanırım 60 level'a kadar böyle devam ediyor. Pek silah, armor ve ya takı aramanıza gerek kalmıyor görevleri zincirin halkaları gibi tek tek takip ederseniz hem kolay level atlıyorsunuz hemde seviyenize uygun eşyalar kazanıyorsunuz. Görevlerden bahsetmişken oyunun devasa haritasından da bahsetmemek olmaz. Harita gerçekten çok büyük dolu dolu, cıvıl cıvıl şehirlerden, köylerden, vadilerden oluşuyor. Zincirleme görevlerin sağladığı en büyük artılarından biri de, oyundaki bütün şehirleri, köyleri ve kasabaları gezebiliyor olmamız. Görevlerin güzergahları haritadaki her noktayı keşfedebilmemiz için özellikle ayarlanmış.


Harita 2 devasa adadan oluşuyor. Oyuna ilk başladığımızda ise, bu iki adanın arasında bulunan minik bir alıştırma adasında, oyuna adaptasyon evresi geçiriyoruz. 1 leveldan 10 levela kadar bu minik adada görev sistemine ve skillerimize bir nebze alışmış oluyoruz. Oyunu diğer mmorpg oyunlardan ciddi anlamda farklı kılan en ayırt edici özelliği, non-target bir kontrol sistemine sahip olması. Diğer birçok oyunda özellike Knight Online, Lineage 2, Aion ve benzeri oyunlarda canavarı seçer, sonrasında skill barınızdaki skilleri kullanmak suretiyle öldürürsünüz. Tera'da bu olay tamamen farklı bir boyut kazanıyor. Düşmanı target alma diye birşey söz konusu değil. Açıkçası oyuna ilk başladığınızda target sistemli bir mmorpg oyundan geçiş yaptıysanız, başlangıçta Tera'yı çok yadırgayabilirsiniz hatta büyük ihtimal bok atıp, bu nasıl saçma bir oyun böyle diyebilirsiniz. BIRAKMAYIN! Oyuna biraz daha şans verin. Çünkü başlangıçta bende oyunun rezalet bir kontrol sistemine sahip olduğunu düşünüyordum.(Bu oyun bence, Ultima Online'cılar için bulunmaz bir nimet!) Zaman geçtikçe oyunun kontrolleri işkenceden çok zevke dönüşmeye başlıyor ve ellerinizin sisteme adapte olduğunu hissettikçe zevk katsayısı tavan yapıyor.

Oyunda değinmek istediğim bir diğer nokta ise grafikleri. Adamlar yapmış!!! Bir mmorpgde görebileceğiniz en güzel grafikleri bu oyunda görüyorsunuz. Her şehir ve köy, adeta bir tabloyu andırıyor. Oyunun renk paletleri gerçekten çok iyi seçilmiş ve beni kendi fantastik ortamına sokmayı başardı. Müzikleri ve karakter sesleri ortalamanın üstünde. Oyunda sevmediğim noktalardan bir tanesi pegasus sistemi. Pegasus sistemiyle 10 leveldan sonra, alıştırma yaptığınız minik adadan ayrılırken tanışıyorsunuz. Pegasus sistemi aslında sizin şehirlerden şehirlere geçmenizi sağlayan bir ulaşım sistemi ve bu sistemi kullanmak için şehir ve köylerdeki Teleportçu reyislerle(headquarters) konuşuyorsunuz ve onlar sizi bir pegasusa bindirip bir şehirden bir şehire uçmanızı sağlıyor.


Aslında başlangıçta pegasus sistemi gerçekten çok eğlenceli ve bir o kadar da merak uyandırıcı bir sistem, adamların grafikler üstünde ne denli yoğun çalıştığını pegasusla gezerken şahit oluyorsunuz ve grafiklere bir kez daha hayran kalıyorsunuz. Bu arada şunu da belirteyim pegasusa binince kontoller tamamen bizim dışımızda gerçekleşiyor, pegasus kendi güzergahından ilerliyor. Biz sadece pegasusa binmeden önce gitmek istediğimiz şehri harita üzerinden seçiyoruz. Pegasus sistemi maalesef belirli bir süreden sonra size sıkıntı ve bıkkınlıktan başka bir şey getirmiyor, çünkü bir yerden bir yere gitmek bazen 4,5 dakika sürebiliyor.  Oyun hakkında yaptığım bu ön bilgilendirme den sonra diğer bölümlerde priest classının detaylarından bahsetmeyi planlıyorum. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Esen kalın.